Fotoğraf Hikayeleri · Nisan 22, 2022

Hayatla Kıyaslama

İnsanın yaşamı boyunca kendisini sakladığı sığınakları vardır. Bazen bu çevresindeki başka insanlar, bazen dinlediği bir müzik, bazen yediği bir yemek, bazen yalnız geçirilen zamanlar…

Her sığınak aslında kendini daha çok bulduğun, kendinde keşfettiğin boşlukları doldurmaya çalıştığın, kendinle yüzleştiğin, öfkelendiğin, mutlu olduğun, kimsesiz hissettiğin zamanlarda daha çok etkilidir. Bir insanın ömrü boyunca yapmak istemeyeceği şey kendisini alıp giden hayatla kıyaslamaktır. Kontrol edilemeyen bir zaman kavramı içerisinde, kendi akışkanlıklarına aşina olmuş, durdurulması imkansız, kendi balansında ilerleyen bir hayat ile kıyas yapmak her yönden deliliktir.

Belkide kendi deliliğini görmek için hayatla kıyaslama yapman gerekir. Akışkanlığını, istediklerine sahip olma güdüsünü, kendini idare edebilmeni, sana bağlı yaşayan bütün formların gelecek günlerini kendinle kıyaslaman gerekir. Aciziyetini tekrar tekrar yaşayıp, kim olman gerektiği konusunda seni acımazsızca ezmesi için yapman gerekir. Elbette bütün bu süreçlerden ders alabildiğin sürece her kıyas seni daha güçlü kılar…

Hayatın akışkanlığı hep vardır… Varolduğu andan beri akıp gider.. Ne zaman başladığını bilemezsin.. Ne zaman duracağını bilemezsin.. Durduramazsın, erteleyemezsin… Sadece akıp gider.. İzlemek bir şey kazandırmaz insana..

Hayatla kendini kıyaslamak istersen mesela, hayatın gerçekçiliğiyle kıyaslayabilirsin… Ne olduğunu, nerede olduğunu, hayatının kıymetini, çevrene yaydığın ışığı, varoluş sebeplerini, kalan ömründe ulaşmak istediğin hedeflerini kendine anlatabiliyor musun mesela? Bunların getirdiği yada getireceği sevinçleri beklerken, yaşayabileceğin acılara ne kadar hazırsın?

Yoksa çaresizliğini kabullenmiş, akmayan bir çeşmenin yanında, kuruyan ağaç dallarının altında, hiç yolcusu olmayan bir durak mı olacaksın?