İnsanlar birlikte yaşamaya başladığından beri toplumsal sınıflandırmalarla ve statü sorunlarıyla boğuşmaktadır. Öyle ki hayatın her alanında insanların bir sınıflandırma, kendini ifade etme, toplumda yer edinme ve düzene uyduğunu gösterme çabası vardır.
Bu durum çoğu zaman popüler konularda gösterilen davranışlarla kendini gösterir. Yemek yeme kültürü, içki kültürü, konuşma ve davranışlarda bu popülerliğe uyum sağlama çabaları ve daha da fazlası olan karakterin çok ötesinde yaşam tarzlarıyla, kendine yer edinmiştir.
Tecrübelerin ve yaşam standartlarının hiçe sayıldığı ve kabul göreceğini düşündüğü şekillerde günü geçirmek insanlar için kolay yol haline gelmiştir. Moda; gerçek anlamda, yaşandığı şehirlerde, hayatın olağan akışı, insanların kendilerine olan saygılarıyla birleştiğinde, göze hoş gelen, izlemesi keyifli bir sanata dönüşmesi kaçınılmaz olan bir kavramdır. Bunu görebileceğiniz çok fazla alan kalmasa bile hala bir yerlerde yaşandığını bilmek bile huzur verebilir insana.
Gelelim günümüzde hoyratça kullanılan ve artık gözlerimizin kanamasına sebep olan o ”kıyafet” türüne yani tayta. Bu kıyafet yoğunlukla 70’ler sonrası bilhassa 80’li yıllar ve 90’lı yıllarda moda olan, kadınların sabah sporlarını yaparken giydikleri, özellikle aerobik ve cimnastik sporları ile uğraşanların üniformaları gibi hayatımıza girmiş bir tür oldu. Daha sonra hangi manyak tarafından insanların tekrar günlük giyebileceği bir kıyafet olarak lanse edildi bilmiyoruz ama geldiğimiz noktada kötü görüntüden, cinsel isteksizliğe, sarkan vücut detaylarının gözümüze girmesinden tutunuz da, içine sığmayan kalçaların, tostun kenarlarından taşan kaşar gibi etrafa saçıldığı, libodo savar bir alete dönüşmüş olması vahimdir.
Bir konuya açıklık getirmek gerekir. Eğer düzenli spor yapan ideal bir vücudunuz varsa ve günlük kıyafetlerinizle uyumlu bir tayt giyiyorsanız, bunu sorgulamak insanlığa ihanet olur. Elbette lafımız; ideal vücut ölçülerinden çok uzak olduğu halde insanların gözüne vücudunun bütün fazlalıklarını sokmaktan keyif alan, bir şekilde o tayt içinde çok güzel olduğunu düşünen, öz eleştiriden mahrum kalmış bireyleredir. Eğer bir arkadaşınız bu kadar fit olmadığınız halde, spor yapmak dışından da günlük hayatınızda bu kıyafeti giymeye sizi zorluyorsa, arkadaşlık ilişkilerinizi sorgulamanızda yarar vardır.
Sevgili kadınlar, kadınlarımız… Lütfen nerede duracağınızı bilerek giyinin şu anlamsız kıyafeti… Siz aynada o tayt ile belki gerçekten çok güzel görüyorsunuzdur kendinizi ki bu da çok önemlidir. Bir kıyafeti kendinize yakıştırmanız ve bunu giyecek öz güvene sahip olmanız gerçekten güzeldir. Ama gereksiz öz güven ile giyilen kıyafetlerde, toplum içerisinde haksız eleştirilere de sebep olabilir.
Dengeyi iyi kurmak gerekir. Hayatınızı kendi kurallarınıza ve kendi isteklerinize göre yaşamaktan geri durmayın ama lütfen gerçekten yakışmıyorsa şu illet kıyafeti giymeyin…
Ve elbette son söz ideal meme boyu için.
Herkesin bakış açısı, görsel zevkleri, şehvet ve tahrik seviyeleri ile boyut anlaşıyı farklıdır mutlaka. Bütün bunları düşündüğümüzde bir standart oluşturmak çok yanlış olur ama genel tecrübeye güvenerek ve toplumsal gerçekleri bilerek değerlendirmek en sağlıklı yoldur. Buna göre bir boyutlandırma yapacak olursa eğer ideal meme boyutunun ortalama bir viski bardağı boyutunda olması beklenen bir durumdur.
