Düşünceler · Ağustos 13, 2022

Sınavsız bir hayat mümkün mü?

Herkesin genel kanısıdır şu: Hayat bir sınavdır…

Öyle midir gerçekten? Bu bir sınav ise ne ye göre sınanıyoruz? Kriter ne? Sınavı yapan kim? Hangi ünitelerden sorumluyuz?

Kimine göre hayat bir sınav değildir sadece sebep sonuç ilişkilerinden oluşan bir zaman yumağıdır. Herkes bir gün bu süreçleri tamamlayıp bu dünyadaki görevini tamamlayacaktır.

İnanç sistemlerine göre hayat Tanrının lütfudur ve yaptıklarımızın sonucuna göre eğer Tanrının emirlerini yerine getirmişsek bizi cennette büyük ödül bekliyor. Aksi halde cehennem garanti!

Peki cehennemden sonra ne oluyor? Genel inanışa göre kul cezasını çektikten sonra cennete gönderiliyor… Yani sonuçta yine cennette…

Kimi inanışa göre yeniden hayata gelip başka bir bedende bir sınavdan geçiyorsun.. Çok tartışmalı bir konu. Kaynak ve varılmak istenen yer belli değil.

Kısacası aslında her inanç sistemi, her felsefe, her politik tabanlı yönetsel sistem bu hayatta bir sınavdan geçtiğimizi düşünür…

Peki bu sınav neye göredir? kime göredir?

Benim sınav kriterlerimle bir başkasının ki aynı mı? Mesela sosyal konularda, ekonomik konularda, eğitim konularında eşit miyiz?

Aynı yemekleri yiyip, aynı evlerde oturabiliyor muyuz? Aynı kazançlara sahip miyiz?

Sınav herkes için adil şartlarda yapılırsa o zaman kelime anlamının karşılığını bulur. Elbette herkes sınavlara aynı seviyede hazırlanmaz ama en azından yarışlıkları kulvarın eşit olması gerekir.

Eşitsizlik ise en büyük engeldir.