Düşünceler · Ekim 14, 2022

Tabure

Bir bar taburesi gibi hayatın tam ortasında kalmak…

Bazen birilerinin tercihi, bazen birilerinin kavga sebebi, bazen birilerinin yere çakılmasına sebep olan bir duruş genelde… İnsanların ne zaman seni tercih edeceğini, senin için ne zaman kavga edeceklerini asla bilemezsin. Bu karmaşa içerisinde hayatın kendisiyle uğramak kadar acımasız ve zor bir durum.

Nasıl anladığından ziyade ne kadar olayın içinde olduğun daha önemlidir mesela. Açık bir avlunun ortasındaki bir barın etrafında dizilmiş havalı bir tabure olabilirsin yada o barın en kuytu köşesindeki salaş sandalye.. Kime öykündüğün, kimin yerinde olmak istediğin değişken bir durum… Etrafındaki insanların var olmak istediği kadar var olabilirsin hayatta…

Kararan her ışık huzmesi orada ne kadar olman gerektiği konusunda seni uyarır, elbette bunu anlayabilirsen..

O ıssızlığın ortasında kalmak yada yeni bir yol çizmek arasında gidip gelmeler başlar.. Kararsızlık acı bir yara gibi bedenini sarar ve seni anlamsızca esir alır. Karar vermek zorunda kalmak yorar seni… Belki de karar vermek zorunda olmamanın rahatlığı yorar, bilemezsin…